Selahattin Baki: “Yanak okşatan karaborsacılar derneği!”
Verdiği sözle ilgili Habertürk’e konuşan Selahattin Baki, şu sözleri kullandı:
“Gönül isterdi ki bu türlü bir gündemden dolayı konuşmuyor olsaydık. 100 küsür yıllık Fenerbahçe – Galatasaray rekabetinde dertli, gergin derbiler olmuştur. Burada bir kaotik ortamda, biz yalnızca ve yalnızca haklı bir galibiyetten, 10 kişi kaldıktan sonra kazanınca taraftarımızla bütünleşmek istediğimiz vakit, bir direnişle karşılaştık. Birtakım tatsızlıklar, polemikler oldu.”
“Ortama nazaran, oradaki sayıya nazaran çok vahim olayların olmadığını düşündüm. Bu sırada liderimize hakikat 4-5 kişinin parmak sallaya sallaya atak yaptığını gördüm. Bunu anlatıyorum en baştan, çok kıymet verdiğim bir bahis var. Üstüne basa basa, iki kez verdiğim bir beyanın az evvel zapta geçmediğini gördüm. Hasebiyle çok değerli. Ayrıntı kaçırmak istemiyorum. Burada hiçbir biçimde inkar de etmedim. Bize karşı el hareketi ve küfür olduğu için ben de küfürle karşılık verdim. Bunu da inkar etmiyorum. Benim ettiğim küfür, orada 4-5 kişilik bir küme vardı, liderimize gerçek atak yapar üzere beden lisanlarıyla, jestleriyle… Olay bundan ibaret.”
“İSİM OLARAK BİLİYORDUM”
“Ben Eray Yazgan’ı isim olarak kim olduğunu biliyorum, Galatasaray genel sekreteri olmasından ötürü, medyatik bir yönetim kurulu üyesi olmadığı için yani basın sözcüsü, futbol şube sorumlusu olmadığı için simasını bilmiyordum. Ben bunu söyledim. Ben kendisini sima olarak bu derbi olayından sonra, kendisiyle ilgili, her ne kadar üstünü kapatmaya çalışıyor olsalar da, bir karaborsa bilet skandal tezleri vardı kendisiyle ilgili. Bu olaylardan sonra kendisinin simasına vakıf oldum. Ben bunu iki kere söyledim, zapta geçmemiş. Bu birinci ayrıntı.”
“PİŞMANIM DİYE BEYAN VERMEDİM”
“Birkaç tane ileti geldi bana, ‘pişmanım’ üzere bir beyan verdiğimi sav edenler var. Ben hiç o denli bir beyan vermedim. Keşke bu türlü bir şey olmasaydı, madem oldu şunu söyleyebilirim; ben bugün de, dün de, yarın da benim yanımda rastgele bir Fenerbahçe başkanına, yönetim kurulu dava arkadaşıma yahut Fenerbahçe taraftarına bu formda küfür ede ede, parmak sallaya sallaya bir tehditkar üslup kullanılırsa tıpkı üslubu tekrar kullanacağımı beyan ederim.”
“İnsan şuna üzülüyor; evvelden ne kadar sert ortamlar gördü Fenerbahçe ve Galatasaray, ne kadar vahim olaylar oldu fakat alışılmış ki bu işin kültürünü, sokağını, tribününü, gerginliğini yaşamış beşerler hiçbir vakit birbirlerini bu türlü mahkemeye vermedi. Ben bugün sahiden utanç duyuyorum devletin karşısına küfürden ötürü çıktığımız için, devletin vaktini harcadığımız için.”
“YANAK OKŞATAN KARABORSACILAR DERNEĞİ”
“Kendisi (EN: Eray Yazgan) mazeret bildirip gelmemiş, keşke gelseydi. Umarım sıhhat değildir mazereti, sağlıksa yorum yapmak istemiyorum. Ben bugün yurt dışında işimi gücümü bıraktım geldim mahkemeye. Devletimiz çağırdı. Sözümü verdim. Çok da utandım, bu kadar kolay bir şeyden ötürü mahkeme karşısına çıkmaktan. Kendisine şunu tavsiye ediyorum; aslında benim için yok kararında bir insan, tanımam etmem. Madem ferdî almış, yok demişken kendisi ‘yok’ isminde bir dernek kurabilir, ‘yanak okşatan karaborsacılar derneği’. Onun genel sekreterliğini yapabilir bundan sonraki hayatında. Bu futbol ortamı, futbol ekosistemi, Fenerbahçe – Galatasaray derbi iklimi kendisine bu kadar sert ve barbar geliyorsa…”
“Kendisini (EN: Eray Yazgan) bekledim bugün, gelmedi. Ben de konuşmak isterdim bu mevzuyu. Tipik, mahkemeye verdi ve gelmedi. Umarım sıhhat değildir, bunu söylemek isterim.”
MAHKEMEDE NE DEDİ?
Anadolu Ajansı’nın geçtiği ve Selahattin Baki’nin mahkemede söylediği kelamlar şu formda:
“Galatasaray seyircisi ayrıldıktan sonra, kadro olarak kutlama yapmak için alana çıktık. Sonrasında biz stattan ayrılmak için soyunma odalarının olduğu tünele giderken ben liderin elinde kan gördüm. Sanırım yaşanan arbedede meydana geldi. Bu sırada bir adedinin müşteki Eray Yazgan olduğu, oburlarının kimler olduğunu bilmediğim 4 Galatasaraylının lidere parmak sallayarak küfür ettiğini gördüm ve duydum. Bunun üzerine lidere el kol hareketi yapmayın, diye sinkaflı kelamlar söyledim.”
